13 Ekim 2009 Salı

Amazon Papağanı (Amazona)











Genel bilgi:

Amazon papağanları yaklaşık olarak bilinen 26- 28 türü ile Amerika kıtası papağan gurupları içinde en büyüklerinden birini oluşturur. Genel yaşam alanları, Güney Amerikan tropik ormanlarından, Gran Chaco kuru savanlarına, Meksika’nın yüksek bölgelerine ve Karibik adalarının dağlık ormanlarına uzanır. Kuzeye doğru bakıldığında, bu alan Amerika ve Meksiko sınır bölgesinde kalırken, güneyde ise Arjantin ve Uruguay iç bölgelerine kadar uzanır.

Hepsi orta ve iri boyda yapılı, kısa ama ucu geniş biten kuyruklu ve kuvvetli bir gaga yapısına sahip papağanlardır.
Ana renkleri her ne kadar yeşil olsa da bazılarında kafa, kanat veya kuyruk kısımlarında kırmızından sarıya, mavi, gri ya da kavuniçi tonlarda değişik renk çeşitleri olabiliyor. Ana renklerinin yeşil olması ormanlık bölgelerde olan doğal ortamlarında rahatlıkla korunabilmeleri içindir. Amazonlar uçucu olmak dan çok tırmanıcı türlerdir ve bu yetenekleri çok gelişmiştir.
Genel anatomik yapıları her ne kadar “asıl papağanlar” adı altında tanımlanana “ eski dünya (Afrika) “ papağanlarına fazlaca benzetilir. Bazen Poicephalus gurubu papağanları ilk bakışta amazon sanabilirsiniz bile. Buna rağmen amazonlar yüzyıllardır kendi başına bir papağan gurubu sayılmakta ve tercih edilen evciller olarak bilinmektedir. Genel de papağanlardan fazlaca anlamayan veya onları tanımayan ama ara, gri papağan kavramlarını bilenlerin dahi bu türü tanıdığını görürsünüz. Yani bunlarda tabir yerinde ise yeşiller olarak geçerler.

Amazonlarda, birçok türü maalesef nesli tükenmiş olarak kabul edilen papağan gurupları içine dâhil edilmişlerdendir. Bu nesli tükenmiş olanlar yaşam alanları adalar da sınırlı olan türlerdir. Yaşam bölgeleri yıkılıp daraldıkça ve bunların yenilenme imkânı olmadığından bu türlerinde nesillerini sürdürme şansları kaybolmaktadır. Yalnız güney Amerika kıtasında yayılmış olanlarda da artık nesillerin eskisine oranla daha az geliştiği tespit edilmeye başlanmıştır yani orada da mevcut sayılarında epeyi bir düşüşler olmakta. Burada da nedenler, insanların yerleşim alanlarını işgal edip doğal dengeyi bozması olarak gösterilir. Amazonlar geniş ormanlık alanlara ihtiyaç duyan türlerdir, insan eli değmesi ile değişime giren ormanlarda ise hem gıda sıkıntısı ve buna ek olarak da yuva kurma sorunu yaşarlar.

Elbette bunlar tek sebep değildir, başlıca sayılan nedenler içinde, en çok göze çarpanı ise bunların yakalanıp modern dünyaya gönderilmesi vardır. Mesela 1984 – 87 yılları arasında sadece Almanya ya 25.000 adet mavi alınlı amazon gönderilmiştir ve yapılan onca denetim ve kontrol bile bunun önüne geçmeyi başaramamıştır. Sadece St. Lucia bölgesinde yaşaya mavi maskeli amazonlar daha 1980’li yıllarda yakalanıp yurtdışına kaçak yollarla gönderilemeye başlamış ve bu dönemden bu yana böyle nadir bulunan türün sürekli fiyatları da artış göstermiştir.
Amazonlarında kaderinde birçok papağan türü gibi tarla ve ekim alanları açısından zararlılar olarak görülmek olduğundan yerli halk bu nedenle de onları avlamak da. Buna ek olarak bazı bölgelerde besin maddesi sayılırlar ve yine bazı yörelerde tüyleri özel törenlerde de kullanıldığından avlanırlar. Mevcut sayıları artık o denli gerilemektedir ki; doğal afetlerde bile bazı türlerin nesli tükeniyor. Kural gereği her 15 yılda bir yaşam alanlarında büyük hasarlara yol açan doğal fırtına ve hortumlar meydana gelir ve bölgeyi yıkıma uğratır. Buna en basit bir örnek 18 Eylül 1989 da Porto Rico’nun Kuzey kıyılarında büyük yıkımlara yol açan Hugo fırtınasıdır. Fırtına sonrasında nadir bulunan Porto Rico amazonlarının sayısı 23 serbest yaşayan olarak belirlenmiştir. Buna benzer hasarları 1979 yılında olan David fırtınası da yaratmıştır zaten.

Amazonların her türü ile ilgili bu bilgileri vermenin maalesef mümkün olmaması nedeniyle en belirgin olan mavi alınlı türün özelliklerinden yola çıkılmıştır. Diğer birçok türde de zaten burada bahsi geçen özellikler ortak kabul edilecek derecede benzerdir.

Doğal ortamlarında beslenme şekilleri:

Amazonların ana besinleri yaşam alanları içinde mevcut değişik bitki çeşitlerinden oluşmaktadır bunun yanı sıra ise çevrede yakın meyve ekim alanlarında büyük zararlılar olarak kabul edilirler. Besinlerini yüksek ağaç tepelerinde ararlar ve burada da tercihleri değişik türde palmiye ağaçları olur. Palmiye meyvelerini olgunlaşma evreleri içinde değişik dönemlerde tüketirler. Yemek arayışında onları çok nadir tek görürsünüz zira ya eşli ya da en az 6– 8 eşten oluşan guruplar şeklinde yemlenirler. Geniş meyve ekim alanlarında (özellikle de portakal) besinlerinin de çok olmasından bazen 5000 adetten oluşan amazonu görmek ender bir durum sayılmaz.
Yem arayışına sabah ve akşam olmak üzere günde 2 kere çıkar ve arada kalan saatlerde yüksek ağaç tepelerinde saklanıp uyur ve dinlenirler. Ağırlık besinleri bölgede mevcut ağaç meyvelerinden oluşsa da amazonlarda değişik tohumlar ve çiçeklerden de yerler. Amazonları yerde yem ararken görmek ise çok mümkün değildir yere daha çok su ve topraktan belli mineralleri karşılayabilmek amacı ile inen türlerdir büyük oranda meyve tükettikleri içinde zaten çok daha az susar amazonlar ve su alımları da diğer papağanlara göre çok daha azdır.

Doğal ortamda üremeleri:

Kuluçka dönemleri birazda yaşam alanlarına, göre bazısında ekim zamanında ama bazılarında ise aralık- ocak olarak görülür.
Ağaçların veya kayaların oyuklarını yuva yapmak amacı ile sıkça kullanırlar amazonlar. Kendileri yapmaktansa zaten mevcut oyukları seçer ve bu oyuklar erkek tarafından biraz daha yontulup uygun hale getirilir. Yuva içi malzemesi ise kullanmazlar erkek yuva ağzında yarı açık kanatlarla durur ve yuvayı korur. Dişi ise 1–5 sayı arasında yumurta yapar ve bunların üzerinde tek başına kuluçkaya yatar. Yalnız erkeğin yuva dışında ki bu duruşu aynı zamanda yuvayı yağmurdan korumak olarak da kabul edilmektedir.
Yumurtalar arasında 2 gün olur ve dişi kuluçkaya 2. yumurtadan sonra yatmaya başlar ve yuvayı sadece dışkılamak ve yiyecek aramak için terk eder bunun dışında kuluçkada yatar. Kuluçka süresi ise 25- 28 gün arası olarak değişir.
Yavrular 3 haftalarında hafice uçmaya başlarlar, tam anlamıyla tüylenmeye başladığında yani yaklaşık 50 günlük olduklarında ilk defa yuvadan çıkarlar. Tırmanma yetenekleri bu dönemde epeyi bir gelişmiş olur ve kısa sürede de anne ve babanın becerisine ulaşırlar bu konuda. Baba onları beslemeyi yaklaşık olarak 3. haftada keser ama eğer yavru çok yalvarıyorsa ara- ara gene yem verdiği de olur ama 4. haftaya girdiklerinde bu iyimserliği de kalmaz yavruların böyle bir talebine tehditkâr şekilde cevap verir. Anne ise onları tam olarak kendi başlarına beslenmeye geçene kadar ağızlarından beslemeye devam eder. Tek ayaküstün de dinlenme, uyuma ve tek ayakları ile yemi tutup yeme becerilerini ise ancak 70 günlük olduğunda kazanırlar. Yuvada kaldıkları süre boyunca anne ve babaları tarafından beslenirler ve yuva

Yuvadan çıktıklarında ise anne ve baba tarafından beslenmeleri kesilir ve bu dönemde kendilerini beslemeyi önce bitki ve meyveleri tüketip (anne ve baba onlara bunu öğretir birlikte yemlenerek) öğrenirler. Daha sonra ise yavaş- yavaş tohumları ve kabuğu sert gıdaları yemeyi becerirler. Yani yaklaşık 14 haftalık olduklarında kendi başlarına yemlenmeyi öğrenmiş olurlar. 5–6 yaşına girdiklerinde ise cinsel erginliğe geçmiş yani ergin olmuş sayılırlar.

Doğal yaşamda davranış şekilleri:

Amazonlar hakkında yapılan araştırmalarda her ne kadar tek- tek türleri inceleme şansları olmadıysa da kabul edilen genel anlamda tüm türlerin birbiri ile özdeş davranış modelleri gösterdiği olmuştur. Bundan yola çıkarak elde edilen verile göre, erişkin kuşları tüm sene boyunca eşli olarak gezerken görürsünüz. Amazonlarda birçok papağan türü gibi monogam yani tek eşlidir denebilir. Doğal yaşam alanlarında amazonları çok büyük sayıda guruplar halinde bir arada görmek gayet normal bir durumdur, hatta türlerin sayılarının daha fazla olduğu dönemde tespit edilene göre, bir yem bölgesinde 30.000 çift kuş bir araya gelebiliyordu. Sürü bir biri ile gayet sorunsuz bir arada yemlenip dinlenir.

Aynı sürü daha sonra ufak guruplara bölünerek uyuma alanlarına gitmek üzere birbirinden ayrılır. Bu bahsi geçen sürüler zaten birkaç ailenin bir araya gelmesi ile birbirinden bağımsız ufak guruplardan oluşur. Eşlerin yanında genelde bazen de 3 tane yavrunun da gezdiği görülür zaten bir önce ki konuda amazonların yavrularına bir sonra ki yavru dönemine kadar (yani aylarca) baktığından bahsetmiştik.

Gün içinde en aktif oldukları saatler, sabah tan yeri ağardıktan itibaren saat 10.00 civarına kadar ve öğlen sonrası saat 16.00 dan akşam karanlığı çöküp de uyuma alanlarına gidene kadar olan sürelerdir. Bu saatlerde günlük rutin uçuşlarını yaparlar ve yem bölgelerini arayışa girerler. Yine bu saatler içinde en gürültücü oldukları dönem de olurlar zira yem arayışı ve uçuşlar esnasında sık- sık birbirlerine gayet yüksek tonlarda seslenirler.

Doğal ortamda düşmanları:

En büyük yuva düşmanı olarak o bölgede yaşayan ve bizlerde ki serçeleri andıran bilimsel adı Mimus polyglottos olan kuş türü ve onun alt türleridir. Bunlar amazonların yuvalarına ciddi anlamda zarar verdiğinde buda sayılarının azalmasına yol açan etkenlerden 1 tanesi olarak görülür Buna ek olarak amazonlarla da beslenen yılanlar, kertenkeleler, fareler ve yırtıcı kuşla vardır bunlarda amazonların doğal hayata ki düşmanlarıdır. Yuvaları bozar ve daha yeni yetişme döneminde olan veya yumurtadan yeni çıkmış olan yavruları yerler. Birde son yıllarda güney Amerika da yaygınlaşan arı türleri de amazonlar açısından büyük tehdit oluşturmaktadır.

Evcil olarak Amazonlar:

Amazonlar sık- sık evlerde beslenilen papağanlar arasında rastlanılan türlerdendir. Hatta doğal ortamlarında bile yavru kuşlar yuvalarından alınıp evlerde evcil olarak severek beslenilir.
Kuzey Amerika ve Avrupa da ise gri papağandan sonra gelen evcil beslenilen papağan türü olarak kabul edilir ve burada en çok tercih edilen amazon türler arasında mavi alınlı, sarı alınlı, kral amazonu, meale amazonu, Venezüella amazonu, sarı yanaklı amazon, beyaz alınlı amazon bulunmaktadır.

Her türde olduğu gibi amazonlarında evcil beslenmede mutlaka eşli bakılması gerekir. Onlarında kendilerine göre her türde olduğu gibi tercihleri vardır ve bakımı sanıldığı kadar kolay değildir. Genelde dayanıklı ve kolay hastalanmayan kuşlar olarak bilinseler de özellikle ısı değişimi ve hava akımında çabuk ölme riskleri vardır. Eğer ki yavruluk döneminde alınmamışlarsa evcilleşmeleri bazen epeyi bir süre alacaktır. Ama alıştıktan sonra insana gayet yakın ve dost olan papağanlardır. Onları kafeste veya ufak tipte evlerde beslemek bu özelliklede tırmanıcı papağanlar için çokta mutluluk verici ve doğru sayılan bir bakım şekli değildir.

Amazonların özellikle doğal yaşam şekillerini düşünecek olursak geniş alanlara ihtiyacı vardır. Yalnız ilginç olan bir noktada şu dur ki amazonlar diğer birçok papağan cinsinde olduğu gibi kötü veya yanlış bakı koşullarında dahi kolaylıkla tüy yolma veya kendine zarar verme eğilimine girmezler.
Erginliğe geçiş ve cinsel erginliğin başlama dönemi olarak kabul edilen 3 -6 yaş arası dönemlerinde amazonların alışılmış davranışları değişim göstermeye başlar. Bunların başında, sahiplerini en çok çaresizliğe sokan davranışlar aşırı agresiflik ( o güne kadar en çok sevdiği kişi veya kişilere karşı bile) çığlık atmalar ve bağırmalar vardır. Bu davranışlar her gün azalacağına artarak sürer.

Amazon uzmanları John und Pat Stoodley bu sebeptendir ki; özellikle amazon besleyen çocuklu ailelere, çocuklarını bir amazonla kontrolsüz asla yalnız bırakmamalarını önerir. Eğer ki birde bu amazon kafes dışında kalmaya alışıksa ve oda içinde serbest dolaşıyorsa dikkat derecesini 2 ye çıkarmalarını tavsiye ediyorlar.
Amazonlar kafeslerini fazlasıyla koruma altına alır ve buna gelen her müdahalede kuvvetli gagaları ile can yakıcı şekilde en sevdikleri bakıcılarını bile ısırmaktan kaçıınmazlar. Amazonu iyi eğitemeyecekseniz ve bu tip bir dönemde kontrolü iyi yapamayacaksanız asla amazon türünü seçmeyin diyorlar. Burada bahsettikleri eğitim de amazon komut üzerine uzatılan tüneğe veya kola gelebilmeli ve yine komut üzerine gerektiğinde kafesine sorunsuz girebilmelidir. Bu tip bir eğitim tecrübe gerektirdiği kadar düzenli egzersiz ve uzun süreli bir uğraş ister.

Evde serbest dolaştıklarında özellikle dolap arkası gibi kuytu köşeler dikkat edilmesi gerekir zira buraları yuva amaçlı tercih etme dürtüleri fazlasıyla gelişmiştir. Kızıştıkları dönemlerde ise bu ihtiyaçlarını eşyalarda veya bakıcılarının kollarında bile giderirler işte yine bu nedenle çocuklarla ilişkilerinde dikkat etmekte fayda vardır.

Bunun dışında amazonlar öğrenme yetenekleri, göz alıcı renkleri ve konuşma kabiliyetleri gelişmiş türlerdir. Birde uzun yıllar eşsiz yaşamış olsalar bile uygun bir eşle kolayca üreyebilme özellikleride vardır. Gayet güzel konuşan ve insana alışık bile olsa amazon kendisine uygun eşi bulduğunda eşleşir. Dişi ve erkeği ise görünüşlerinden ayırmak genelde imkansız olur bu nedenle endoskopi veya DNA testi bu tip bir karar için şarttır. Amazonlarda da eşcinsel eğlimler olduğundan bazen aynı cins bir araya geldiğinde farklı cinslermiş gibi davranışlar sergilerler.

Bir amazon, konuşmayı öğrenmek istemediği sürece hangi yöntemi denerseniz deneyin bunu başarma şansınız yoktur maalesef. Bu seçilen tür isterse konuşma düzeyi en yüksek sarı alınlı amazon olsun bu kural değişmez. Çok oyuncu ve hareketli türler olmalarının yanı sıra epeyi de gürültücü türlerdir. Geniş alan ihtiyaçları nedeniylede genelde geniş dış veya iç salmalarda bakılmaları tavsiye edilir. Özellikle gri papağanlarda olduğu kadar kemirgen bir tür olmasalar bile onlarında bu yönde eğilimleri ev ortamda zarar verebilecek boyutta olabilir o yüzden sık- sık taze dal vermekte fayda var.

Amazon türleri:

Bilimsel Tür adları: Amazona

Amazona collaria
Amazona leucocephala
Amazona ventralis
Amazona albifrons
Amazona xantholora
Amazona agilis
Amazona vittata
Amazona tucumana
Amazona pretrei
Amazona viridigenalis
Amazona finschi
Amazona autumnalis
Amazona brasiliensis
Amazona dufresniana
Amazona rhodocorytha
Amazona festiva
Amazona xanthops
Amazona barbadensis
Amazona aestiva
Amazona auropalliata
Amazona ochrocephala
Amazona oratrix
Amazona amazonica
Amazona mercenaria)
Amazona kawalli
Amazona farinosa
Amazona vinacea
Amazona versicolor
Amazona arausiaca
Amazona guildingii
Amazona imperialis)

Kaynaklar:

Thomas Arndt & Matthias Reinschmidt: Amazonen, Arndt-Verlag, Bretten, 2006, ISBN 3-9808245-5-1
Tony Silva: A Monograph of Endangered Parrots, Mattacchione and Co, Pickering, 1989, ISBN 0-9692640-4-6
Werner Lantermann: Papageien: Vom Aussterben bedroht, Rasch und Röhring, Hamburg, 1990, ISBN 3-89136-386-9
John Stoodley, Pat Stoodley: Genus Amazona, Bezels Publications, Lovedean 1990, ISBN 0-947756-02-7
Werner Lantermann: Die Blaustirnamazone, Verlag Horst Müller, Walsrode 1987, ISBN 3-923269-34-X

Kaynak: papaganim.net

Hiç yorum yok: